Bir ilişkinin sağlık yürüyebilmesi için en önemli kuralın tarafların birbirlerine duygusal olarak güvenmeleri olduğunu biliyoruz. Aradaki güven bir kez yıkıldığında bunu onarmak çok güçtür. Çiftler arasına giren üçüncü kişiler ilişkiyi temelinden sarsabilir.
İnsanların hangi psikoloji ile eşlerini ya da sevgililerini aldattıklarını tam olarak bilemeyebiliriz. Ancak aldatmanın yarattığı yıkımı, biz hiç aldatılmış olmasak da tahmin edebilmek çok güç değildir.
Aldatılmak, her insanın korkusu ve karşı tarafa duyulan güven duygusunun yıkılmasının en büyük sebebidir. Kuşkusuz hepimizin merak ettiği, aldatan kişinin bir daha aldatıp aldatmayacağıdır. Eğer bir kez aldatıldıysanız bunun tekrarlayacağını düşünür ve ilişkinizi sonlandırırsınız. Ancak, bazı uzmanlara göre ilişkide taraflardan biri diğerini aldattığında bunu tekrarlaması sanılanın aksine çok düşük bir ihtimal. Duyulan pişmanlık ve yaşanan üzüntü, aldatan kişi tarafından yaptığının çok büyük bir hata olduğunun anlaşılmasına ve bunu genellikle tekrarlamamasına neden oluyor.
Aldatılanların aldatma ihtimali daha yüksek
Aldatan kişinin aksine; aldatılan kişinin duyduğu öfke ve kıskançlık, intikam duygusu ve aynı hissi karşısındakinin de yaşamasını istemesi, aldatılan kişiyi aldatmaya yönlendirebiliyor. Durum böyle olunca da işler çıkmaza sürükleniyor ve çiftler arasında iyileşmesi mümkün olmayan yaralar açılıyor.